11 Aralık 2010 Cumartesi

AYRILIK OLDUKÇA

Eskişehir var aklımda
Trenle ilk tanıştığım korku dolu yolculuğum
Korkum aynı rayda gidemeyecek olması trenin
Oysa işiydi o rayda gitmek
Bazı insanlar gibi
Hep raydan çıkmış hayatın çocuğu değil miydim
İlk kez karşıma çıkarsa raydan çıkmamın cezası
Bilemezdim gözlerimi pencereden alamayacak olmamı
Değişen bir tablo zinciriydi tren yolculuğum
Ve resim sergisi bitmişti Eskişehir'de
Ve İstanbul'a dönünce anladım daha eski bir şehirde olduğumu
Yoksunluğumu özlemek gibi bir derdim vardı
Çünkü ben yoksunluğun yoksunluğunu hissetmiştim artık
Her karnım doyduğunda aç olanlar gelir aklıma
Ve her sevgiliyi gördüğümde sevgisizliğim
Tatmalıydım artık ayrılığı
Ve bir ayrılık için en lazım olan şey bir aşktı
Ayrılıktan sonra yalnız kalmayı...
Hiç sevmeden yalnız kalmaya tercih edecektim
Çünkü artık sensizlik diyebileceğim bir derdi özledim
Dert özlenir mi deme
Tuzu gibi hayatın ve ben kilo aldırır diye kaçtım nice aşktan
Şimdi benden başka hüzünlü yok bu parkta
Ve artık salıncaklara sığmıyor sakallı bedenim
Sakalımı kesemez miyim
Tekrar çıkacağını bildiğim sürece kesmeyeceğim
Ayrılık oldukça sevmeyeceğim


CEYHUN YILMAZ

HABERİN OLMAZ

Ben bekleyebilirim
Hayatın baharına tutunup
Kışı geçiririm
Ağlamalarım bitene, yalnızlığım gidene kadar
Uyanırım sabahları, umudumun suyunu veririm
Bir şarkı söylerim sana
Sözlerini bilmediğim
Seni severim o bilmediğim şarkı gibi
Öpüşmeyi özlerim senle
Hiç öpüşmedik ki diyeceksin soranlara
Olsun, sen beni sevdin mi hiç
Ama ben seni özleyebiliyorum
Bu da benim yeteneğim
Olmasan da severim seni
Hatta ayrılırım senden, haberin olmaz


CEYHUN YILMAZ

AİLE

Yaşar bazı babaların adı
Elli yıl önce dedelerimiz
Yaşasınlar diye koymuş babalara bu adları
Yaşar
Yaşadılar da
Üç darbe çok yokluk ve bir o kadar ayrılık çektiler
Ve çocuklarının ismi Umut oldu Özlem oldu Barış oldu
Yaşadılar
Yaşarlar
Umutla özlemle barışla
Ve yüzlerini hiç göremeden


CEYHUN YILMAZ

AKGÜN AKOVA

Marmara'yı tam ortasından yarıp geçen koca bir tanker
Acıtır mı acaba denizini
Ezilir mi acaba bazı gemilerin altında
Köpürmesi canı yandığından ve kızgınlığından mıdır bilemem
Bildiğim tek şey
Gemi gider kaybolur
Ama izi kalır köpük köpük dikkat et
Sen tankersin... Ben Marmara
Denizi de sen tahmin et


CEYHUN YILMAZ

GÜNEŞ KIZ - KARDAN ADAM

Seni her gördüğümde aynı heyecan
Bakışlarının bana denk gelmediğini biliyorum
Yolladığın not elimde
Bekleme demişsin
Seninle olamam bekleme
Ben bunu bilmiyor muyum sanıyorsun
Gökyüzünde olup herkesi ısıtmandan anlardım
Eridğimi anlamasam...


CEYHUN YILMAZ

MATEMATİK

Hangi şiir anlatabilir yokluğunu bilemiyorum
Varlığına kafiyelerim var
Yokluğuna yok
Matematiği her zaman kabul edemiyoruz
Zirvene çıkan yolu kalbimle buluyorum
Eğer yolun yoksa...
Ben gelip
Öpüp geri dönüyorum
Etrafında toplanan kalabalık yolun yok sanıyorlar
Her dönüşümde ayak izlerimi senden bile saklıyorum


CEYHUN YILMAZ

YATAĞIM İSTANBUL

Her yanım İstanbul
Bu şehirle bir kavgam var
Sevdiğimi hak etmiyor bazen sanki
Neresine yumruk atmalıyım sinirlendiğimde bilemiyorum
Yağmuruna karşılığım yok
Her güneşinde kandırıyor beni
29 yılımı aldı
Hayatımdaki tüm faili meçhulleri bu şehir sakladı


CEYHUN YILMAZ

İLK AĞLAMA

İçime yağmurlar yağdıran kadın
Yoksun işte
Çırılçıplak şimdi aşkım ve ben utanıyorum
Hiç düşünmedin giderken üşür müyüm diye
Kasım'ın dördüydü
Hüzünlerime henüz el sallamışken geri döndü
Ve bu yağmurları senin yağdırdığını biliyorum
Biliyorum da inadına ıslanmıyorum
O hemşire popoma vurduğunda nasıl içten ağladıysam
Şimdi öyle ağlıyorum


CEYHUN YILMAZ

İYİ GECELER

Birkaç tanımadık ses gelirse yüreğinizden
Belki tanırsınız beni
Hayatınızın beyaz güzel sayfalarından koparılmış olabilir ismim
Haberinizin olmadığı çay bardaklarına sorun
Dudak izlerimden teşhis edebilirsiniz beni
Sizi terk etmiş gibi görünsem de
Anlayacaksınız gidişimi ayak izlerimden
Siz uyurken ben
Öpüp gittim gözlerinizden


CEYHUN YILMAZ

NAKARAT

Kirlettiklerini çıkartıyorum hayatımdan
Güzel sabahlarını hatırlıyorum
Ve canımı yakmadığın tadımı aldığın akşamları
Sevdiğim bir şarkının nakaratı gibi seviyorum artık seni
Başını sonunu bildiğim halde
Yalnız ortasına aşığım bu aşkın
Ama artık bu yalnızca senin şarkın


CEYHUN YILMAZ

ANAHTAR

Aşık oldum başkalara tamam
Unuttum aşkını
Ama içimdeki acı geçmiyor
O ne zaman bitecek
Başkası canımı yakana kadar
Hep sana mı üzülücem


CEYHUN YILMAZ

KAMYON

Seni unutmak zor
Yaşamak çekiyor beni sana
Ayırmıyorum seni bakışlarımdan
Bir tek sen kaldın
Planlar yapmadan yollarını beklediğim
Bembeyaz yüzünün üstündeki pembe
Dudaklarınla utanarak bana güldüğünde
Mutlu olduğum ilk bakışlarından, ilk yaşımdan
Güneş açsa saçların geliyor aklıma
Ellerimle kapatıyorum gözlerimi
Uzun yol kamyon şoförünün güneşliği gibi
Göz kapaklarımın arkasında resmin


CEYHUN YILMAZ

AYNI ACI

Sen gittin diye denize yağmur
Güneşe ayna bu dünya
Ben alırdım baharın kokusunu yanımda kalsaydın
Yanım diye bir yönüm olurdu
Ağlamazdım bu kadar
Hıçkırmazdım rüyalarımda
Yanım diye bir şey olurdu
Kalsan yanımda uyumazdım her gece sabah olmadan
Ve ben anlıyorum ki
Sevdim zannedip koşarken bir kadının ardından
Sonu hep aynı acıya çıkıyor
Sonu aynıysa isimleri niye farklı


CEYHUN YILMAZ

GÖLGE

Dumanın gölgesi bu aşk
Kendisi zorken
Yansıması inandırıyor beni varlığına
Ne kadar olabilirsin ki
Bir anlık mı
Yok muydun hiç
Eğer öyleyse yokluğunun acısını nasıl bu kadar iyi biliyorum
Dumanın gölgesi bu aşk
Kendisine gözüm takılmadan
Gölgesinde kaldı bu yaz


CEYHUN YILMAZ

USTA

Edebiyat denizinde ilk kulacımı atarken
Ellerin göbeğimde
Denizin yüzeyine paralel
Tutuyordun beni
O gün nasıl eminsem boğulmayacağıma
Hala güveniyorum varlığına
Ustalık böyle bir şey anladım
Öğretiyorsun ay ışığında bile
Yalnız yüzebiliyor çırağın


CEYHUN YILMAZ

DİKENLİ TEL

Belki dikkatini çekmiştir sol kolumdaki dövme
Yanlış görmedin, dikenli telin ta kendisi
Solda olmasının da bir sebebi var
Yaklaşmasın diye herkes kalbime rahatça
Koruduğuna inanırım sevgisizliklerden
Ya ben deme
Her sevdiğimi gördüğünde
Açarım kollarımı
Babasını özlemiş erkek çocuğu gibi


CEYHUN YILMAZ

GULYABANİ

Bugün değiştirdim içimdeki resmini
Biraz daha kırmızı yaptım artık saçlarını
Ve ara sıra gülen gözlerin hep kapalı
Dudaklarına dokunmadım, hep pembe
Bugün mutlu yaptım seni, beni çıkarttım hüznünden
Bugün yarın yaptım seni
Dününe dokunmadan


CEYHUN YILMAZ

EL YAZIM

Tutamıyorum ben
Ellerini arıyorum sürüklendikçe
Acıyor göğsüm
Dörtnala önümde hayat
Durmak istiyorum arkamdasın
Ne zaman acıksam aklımdasın
Son sayfasında ismin yazılı kalp defterinin
Ben adını duydukça kapağını kapatamıyorum
Gel sevgilim
El yazımı artık ben bile okuyamıyorum


CEYHUN YILMAZ

BARAKA

Gördün mü bak ne yaptın bana
İlkokulda nedenini bilmeden
Sevdiğim o duyguları hatırlattın
Tebeşir kokusu burnumda
Beslenme çantam tamam
Ama önlüğümün yakasına dar geliyor yokluğun
Annem olsa giydirirdi çocukluğumu yalnızlığıma
Annem olsa çok kızardı sana
Beni ağlattığın için çok kızardı
Ama sen sus
Benim büyüdüğümü hiç görmedin ki
Ve ben seni sevdiğimi daha sana bile söylemedim


CEYHUN YILMAZ

SİYAH

İstanbul dokuz renk bu gece
Ve hepsi siyahın üstüne
Uyuduklarım geliyor aklıma
Bir gün uyanmadığımı düşündükçe
Utanıyorum esnemelerimden
Ayrı kaldığımız her gün
Tek düşündüğüm
Acaba sorar mı biri seni
Gitti diyemem ki
Sen niye gitmedin diyene cevabım
Zor
Ben de gelsem sevgilim?
Beraber terk etsek beni?


CEYHUN YILMAZ

MÜEBBET

Bir elbise askılığına asın beni
Ve sadece çıkarken hatırlayın
Bir elbise askılığına asın beni
Ve çıkarken giyin üstünüze hüznümü
Sokmayın beni yalanın, aldatmanın içine
Kapı arkasında beklerim ben
Ve beklemekten şikayet etmem
Yine de ısıtırım sizi
Bir elbise askılığına asın beni
Ve sakın halime üzülüp müebbede çevirmeyin
Bir elbise askılığına asın beni


CEYHUN YILMAZ

HELAL

Yok mu ayrılıkların çaresi
Amaçsız bir örümcek önünü ördü yalnızlığımın
Dokunup bozsam günah mı
Peki sensizliğimin sevabı kime
Bu gözyaşlarımla girecekse cennete birileri
Ben hıçkırıklarımı helal ettim bile


CEYHUN YILMAZ

GÜNEŞ

Güzel havalar vurunca yüzüne hatırlarsın gülümsemeyi
En son gülümseten bendim seni
Unuttuğunla kalırsın gölgede
Bir adım atsan çıkarsın belki güneşe belli
Peki aynı adım bana getirir mi seni
Yürümeye devam et sen
Ya güneş ya ben
Görevliyiz hayatında
Anlamazsın sen gülümserken


CEYHUN YILMAZ

MAFYA

Polis sirenlerinin sesi
Hep yakalanan suçlunun feryadı gibi geldi bana
Ve ben hep üzüldüm çocukluğumda
Büyük adamların büyüklüğüne
Büyüdükçe de üzüldüm
Hüzünlendim
Hayat kadınlarının çokluğuna
Ben de ufacıktım çünkü
Ve koca adamlar sanki unutmuş gibiler emeklediği günleri
Bütün kötü adamların
Karşılarına çıkıp
Sert bakışlarımla
Bir biberon bıraksam şimdi
Üzülürler mi acaba
Hatırlarlar mı küçüklüklerini


CEYHUN YILMAZ

SENİ ÖLECEK KADAR SEVDİM

Söylediklerim yalan değil ama
Gerçeküstüydü
Bilemezdim bu kadar etkileneceğini
Ve her söylediğimi yapacak kadar az sevdiğini
Yaşamak lazımmış oysa aşklar için
Ben seni ölecek kadar sevdim diye
Ölüm dahil her acıya dayanırım sandın
Sen hep öldürdün beni


CEYHUN YILMAZ

HÜZÜN RÜTBESİ

Gözlerin gibi diye gökyüzüne bakmıyorum
Seviyorum denizleri ama
Artık ıslatmıyor damlalar beni
Yürüyorum bir yağmurun üstüne
Mevsimsiz bu aşk
Ne zaman gelip geçtin benden hatırlamıyorum bile
Ne zaman altüst ettin beni
Bu sakallar hüznümün rütbesi
Ve aşk
Bir kez daha acı çektikçe ben
Duyuyorum kahkahanı kulaklarımda


CEYHUN YILMAZ

İSTANBUL

Yedi düvel istedi alamadı
Bizanslı bir çocuğun gözlerindeki yaş bu denizde kaldı
Bu şehri sana bırakıyorum
Yağmuru yalandır, aldanma
Hemen öyle ıslanma
Hiç bir gün güneşine kanma
Arkanı da dönme denizine
Küsmesin
Ben yokken bu şehir seni üzmesin
Boğazında takılma
Kız Kulesi'ne yanlış yapma
Geçmişine laf etme
Sadece sus
Dinle
Anlatacaktır sana
Ama sakın senin oldu sanma


CEYHUN YILMAZ

ADIM BAHAR

Ben, ben sonbaharım
Yaprakları dökerim mecburen
Sarı ve kuru olduğu için
Üzülür kimileri
Ama üzülenler bilmez
Daha tazesi için yaptığımı
Sonbaharım ben
Yağmurumdan kaçsalar da bilmezler
İlkbahara adını veren benim


CEYHUN YILMAZ

ROSENBERGLER

Yağmur içinde yürüyorum önüme bile bakmadan
Arkamda kalanlar aklımda
Önümdekini göremiyorum
Yitirmişliğim var içimde
İzi, boşluğu, yarını
İdam cezasına çarptırılan bir suçlu gibiyim
'Sizi' anlamak için yürüyorum
Adımlarımı atarken inanmıyorum ölüme
Bir şey olacak mutlaka
Gidip asılacak değilim ya
Az sonra ölmiycem ya hakikaten
Mutlaka bir şey olur, bir şey olur evet
Son şey... Kurtulman için
Kurtulmam ölmem mi bilemem ama
O an... Yaşadıktan sonra
Bir daha asla ölüm korkutmaz beni
Sizin ölümünüzden başka
Cesaret var mı bu dünyada


CEYHUN YILMAZ

GİZLİ ÖZNE

Yaşadığım her acının sonuna
Mutlaka iliştiriyorum seni
Cümlelerimin en görünmez yerine
Her derdimi anlatıyorum
Ve alamıyorlar ismini ağzımdan
Saklanıyor anlamın kelimelerimde
Hep yaşadığımı
Anlayacaksın okuduğunda
Hüzünlerim eğitildi çünkü
Kalbinin anaokulunda
Hataydı
Bırakmak sana korkusuzca
Aşkımın çocukluğunu


CEYHUN YILMAZ

HARP

Aşk için ayrılmış özel bir alan yok
Kapımızın önünde
Bazen çocuklarımızın da gözü önünde yaşanıyor
Uzaklara gidip yalnızlarda üzüleyim diyemezsin
Aşk için ayrılmış başka bir yaşam alanı yok
Bazen çocuklarının bazen annenin
Bazen de artık yüreğinden gittiğin eşinin gözü önünde
Yakalar seni
Savaş gibi
Kazananı tek ve
Mutlaka hüzün besler içinde


CEYHUN YILMAZ

VESİKALIK

Seni unuttum sanma
Kim gelse yanına koyuyorum hatıranın
Vesikalık resimler gibidir aşklar
Bakar bakar kabul etmezsin
Ve yan yana koyduğunda vesikalıklarını
Ne kadar değiştiğinin resmini görürsün
Ve şimdi söyle
Kim özlemez o ilk çekilen resmi?


CEYHUN YILMAZ

TAHTEREVALLİ

Tahterevalliye bindin mi hiç küçükken
Hani iki kişi aynı anda biner
En büyük kuralı da aynı anda terk etmektir tahterevalliyi
Biri diğerinden önce inerse aniden
Düşürür arkadaşını
Aşk bize çocukluğumuzun oyun parkında vermişti dersi
Bu aşk tahterevallisinde tek başıma mıyım
Sen benim arkadaşımsın
Büyüsek de
İndiysen söyle


CEYHUN YILMAZ

GÖZLÜK

Gençliğimdeki hıza inat
Duruyor artık zaman
Tam da sakalımdaki beyazları sayabilecekken
Elini tutamadan uçurumdan düşmesini seyrettiğim
Film karesi gibi hayat
Yaşayamadığım gecelerin hesabı kesiliyor ardı ardına
Güneş yasak 17 gündür
Bir tek sen varsın aklımda
Ve gözbebeğimin etrafı artık beyaz değil
Kanlanmış olsa da gözümde hala sen
İnan bana gam etmem
Bugün ölsem


CEYHUN YILMAZ

KIZIMM

Her güzel sözle derine dalma
Nefesinin yeteceği kadar aldan tatlı kelimelere
Hayat suyun çok üstünde
Ve maalesef kağıttan gemiler gibi aşklar
Islanmak isteyene gerçek derinlik çok
Sudan da korkma
Korkana hayat hep deniz kenarı...
O yüzden sever yalancı aşıklar sahil boyu yolları


CEYHUN YILMAZ

SİNAN ERDEM

Yaşayanı sevmiyor sokak adları
Hep ölmüşe gitmişe ait
Bir tabelada görünce adını
Anladım öldüğünü o güzel insanın
Böyle yaşlanmak istemiyorum
Adımın...
Asla yürüyemeyeceğim bir sokağın adı ile aynı olma ihtimali bile üzüyor beni
Bütün gözlerin kaderi bu olmamalı
Kendi adını görüp yaşlanmaya
Layık değil mi insanoğlu


CEYHUN YILMAZ

AYNA

Her yaptığı iyiliği
Herkes bilsin isteriz
Kimimiz görüntülü basın
Yazılı basın
Ne olursa olsun
Ama mutlaka bu mahcubiyetimi bir yere yazın
Bilsinler
Kimse bilmezse neye yarar yardımları
Bir kitabın arkasındaki arma aynısı değil mi
Değil
Bu kitap zaten onların
Yaşarken bir kere düşünmemiz gereken cümle şu...
Kuşlara kalan ekmekleri verirken
Mutluyum ama
Yiyeceğim ekmeği bölüp paylaştım mı hiç
Doymaktan daha büyük mutluluk değil mi bu


CEYHUN YILMAZ

10 Aralık 2010 Cuma

AZAR

Sevemeden gitti denilsin arkamdan
Aşk sofrasının kaşığına bile dokunmadan
Herkes yiyip içerken ellerim masanın altında
Ağladığım görünmesin diye hızla kalkayım masadan
Koşarak
Ve koşarken tek cümle aklımda
Annem değil mi ben doymadan uyumayan
Dönmeliyim masaya ama hiç konuşmadan
Kaşlarım çatık bir çocuk gibi durmalıyım sevdalarımın arasında
Annem azarlasın beni...
"Hadi evladım yüreğini soğutma!"


CEYHUN YILMAZ

VAN

Bu sene ilk kar yağdı İstanbul'a
Sadece gülümsüyorum şimdi
On yaşımda ilk defa gördüm
Beyaz yağmuru
İstanbul yıllar sonra ilk kez böyle kar gördü
Diyordu radyonun içindeki haber spikeri
Yalvaran gözlerle anneme bakıp aldım karda oyun iznimi
Tanışmıştım ilk kez ve çok sevmiştim bu beyazlığı
Sonra yıllarca yağmadı
Pencerelerde elim çenemde çok bekledim gelmesini
Gelmedi
Şehir dışında oturan bir akrabamı özler gibi özledim
Ve tam inanacaktım ki düşselliğine
Doksanlı yıllarda defalarca güldürdü yüzümü
Şimdi her kar yağdığında buruk ve hatta acı bir gülümseme yüzümde
Çünkü artık ben...
Aynı karda üşüyenleri...
Okula gidemeyenleri...
Sevdiğine kavuşamayanları, kapanan yolları
Ve daha yaşayası varken ölenleri de biliyorum...


CEYHUN YILMAZ

GENÇ HÜZÜNLER

Bütün eski sevgililerim şimdi bir daha terk etsin beni
Aynı acıları sırasıyla çekmeye hazırım
Hatırlarım göz yaşlarımı aynı ıslaklıkla
Bütün eskimeyen sevgilerim
Eğer terk ederken bir kere öpeceklerse dudaklarımdan
Bütün eski sevgililerim şimdi bir kere daha terk etsin beni


CEYHUN YILMAZ

MECBUR

Yaşamak zorunda olduklarını
Zorunda kalmadan yaşamalı insanoğlu
Herkesin hakkı var takvim yapraklarını önceden yırtmaya
O sana gelip ellerini kelepçelemeden
Sen anahtarıyla satın alacaksın hayatı
Olmayacak çözemediğin kördüğüm
İstediğin zaman yaşlanmak senin de hakkındı baba
Çünkü ben sana demeden sen bana diyebildin oğlum...


CEYHUN YILMAZ

IRMAK

Gürül gürül geçip gidiyorsun yanımdan
Hangi dert gelirse gelsin
Sürükleyip götürüyorsun akıntınla
Ve ben elim çenemde
Bir köşede sessizce izliyorum seni
Belki bir gün durursun
Belki bir gün durulursun
Sen bilmiyorsun ama
Coşarken hep üzerime hüzün sıçratıyorsun


CEYHUN YILMAZ

ŞÖHRET KIZ

Yüklenmeden hüzünleri yaşamak
Portakal ağaçları gibi...
Herkes hayranlıkla dolaşırken etrafında
Gözleri parlayacak sana yaklaşırken
Onların övgülerine aldanma
Seni dalından koparmak için geliyorlar
Sevinmeleri ondan!


CEYHUN YILMAZ

ÖZLEME

Hiç acımasın tenin ve sakın özleme
Kanadığın görünmesin
Göz yaşların yalnızca yalnızken aksın
Kader ortada
Babanla aynı yaşta olacaksın bir gün


CEYHUN YILMAZ

AŞK GİDENE AŞIK

Önünde koca bir deniz
Gezmiş olmak yetmez kenarında
Bazı gözyaşları sakıncalı
Bakmak değil belki ama ıslanmak yasak
Bir ormandayım, yeşili koklamak yasak
İsmin çok uzak
İçimden söylüyorum içime sığmıyor adının anlamı
Bir adım daha atsan duyacaksın sesimi
Önümden geçip giderken
Dursan...
Dursan belki de bu kadar sevmezdim seni...


CEYHUN YILMAZ

OTOPSİ

Bir kırmızı gül attı çocuk pencereden
Belki oyun olsun diye
Güle bir şey olmadı
Düşmekten canı acımaz ki
O çocuk elinden ayrıldığında ölmüştü
Yere düştüğünü hiç bilemedi...


CEYHUN YILMAZ

BAŞKALARI DA SEVMİŞ SENİ

Her gülümsemende gözlerin kapalı
Baktığın yerleri göremedim hiç
Önümde kalan benden yaşça büyük abilerim yüzünden
İzleyemediğim top oyunları aklımda
Adını söylesem dönüp bakacaksın belki
Ama senin kulakların hep tıkalı
Bu sağır aşkta topal bıraktın beni
Gözünde izi var
Adımı söylerken yabancısın
Dilini bilmediğim bir aşk bu
Belli, saklama başkaları sevmiş seni


CEYHUN YILMAZ

GEÇMEMİŞ ZAMAN

Altıya çeyrek kala durmuş bu saat
Hangi yılda bilmiyorum
Akşam mı sabah mı bilmiyorum
Pili bitip, bittiği yerden sonrasını yaşayamadığı için
Üzülmeli miyim
Yoksa kıskanmalı mıyım gençliğini
Altıya çeyrek kala durmuş bu saat
Ve benim o kadar vaktim var mı bilmiyorum


CEYHUN YILMAZ

ÇIKIŞ

Aşk falan değildi bizimki
Paylaşamadık ki hiç bir şeyi
Senin payın bende kaldı... Yazık
Mesela ben sağ tarafıma yatıp uyurum
Solumdaki sen kalbimle ezilme diye
Ama senin gözlerin hep kapıdaydı
Bu aşktan ne zaman çıkacağın belli değildi
Ve maalesef sevgilim
Kapı hep solumda kaldı


CEYHUN YILMAZ

AFFEDERSİNİZ

İnsanoğlu en büyük mücadelesini dengiyle yaptı
Yarışmaya yetişmeye çalıştı
Kendisine en yakın bulduklarıyla bile... ........
Ve karşı cinsi fark etti
Sevdi... Elde etti aldattı aldandı ayrıldı
Çekişti ve çelişti ve yaşadı yine gülümsemeyle
İnsanoğluna inanmayan Tanrı
Hamurumuza 'unutmayı' hediye olarak koymuştu


CEYHUN YILMAZ

ŞARKI

Aşklar önüme hep kilitli çıkıyor
Hepsine anahtarım yok
Kapıların ardındaki sıcaklığa ihtiyacım var
Her yeni şarkıyı çabuk sevenlerden olamıyorum
Her şarkıyı çabuk ezberleyemiyorum
Tekrar tekrar dinlemek herkesi mutlu etmiyor
Biten şarkıları yeniden dinlemek
Yeniden söylemek
Söylerken alınan keyif
Bilir misin sevgilim
Bilemezsin değil mi
Sözlerini bilmeden sevdiğin
O yabancı şarkı benim


CEYHUN YILMAZ

BİZİ SEVİYORUM

Sevdim demek bana kolay değil ama
Zor geliyor sana inanmak
Biriktirdiklerim var
Bitmesin diye ucundan yudum yudum içtiğim aşklarım var
Duyduğunda inanılmaz gelmesi normal
Sen... Gördüğün andan itibaren tanıyorsun bizi
Ama sen fark etmeden yaşanmaya başladı bazı başlangıçlar
Şimdi söyle
Hangimiz sevdi önce bizi


CEYHUN YILMAZ

TOPAL

Seninle tanıştığımızda
Anladım
Bir bacağım eksik yürümüşüm bu hayat yolunda
Seni tanıyınca hiç üzülmedim topallığıma
Hükmü kalmamıştı artık
Girmiştin koluma
Sağ ol arkadaş
Yıkılmamı engelledin yaşarken
Ve ben...
Mezarında bile
Kolundayım artık bırakmam


CEYHUN YILMAZ

BEŞİK

Ne zannediyorsunuz ki
Benim de sakallarım çıkmazdı bir zamanlar
Ben de annemi gördüğümde en eski dilde gülümserdim
Ayakta zorlandığım bu gün gibi
O gün kimse düşmeme izin vermezdi
Gecenin karanlığını tanımam
Sabah ne demek bilmezdim ben
Hiç ayrılmamış ve tüm istediklerini ağlayarak elde etmiş bir çocuktum ben de
Şimdi kaybettiklerime ağlıyorum
Kimsenin aklına gelmiyor susmam için
Seni getirmek bana


CEYHUN YILMAZ

NAFTALİN

Ben de aldım yerimi eskilerinin arasında
Belki mevsimi gelir seversin yine beni
Belki de yerim hep kışlıkların arası
Güneşi gördükçe unutursun beni
Bir gün ihtiyacın olur mu diye
Isıtmak üzere üşümeden beklemeli seni
Belki mevsimim yine gelir seversin beni
Ya da bir gün gördüğünde
Naftalinden kimse hatırlamaz gözlerimi


CEYHUN YILMAZ

YILBAŞI

Yeni bir yıl geliyor
Gelen aslında yılın takvimi değil
Herkeslerin heyecanı yeni
Kimi gözlerde umutlu telaş
Kimilerinde günahsız heyecan
Hiç kirlenmemiş yeni yıl
Eskisini hatırlamak isteyen yok
Yenisini hak etmeyen çok
Hoş geldin yeni yıl
Bu kutlamalara ve coşkulara aldanma
12 ay prens sen olacaksın ama
13. ay kurbağa


CEYHUN YILMAZ

SMS

Benim gençliğimde insanlar konuşmaya üşeniyordu
Çok yakın akraba ve arkadaş olanlar
Bayramda bile mesaj yazar
Birbiriyle tanışmayanlar
Zaten hep küs
Toplu taşıma araçlarına dışardan baktığımda
Çok büyük bir kavga henüz bitmiş gibiydi herkesin yüzü
Tanışanlar bile kendilerini özel hissetmezdi
Herkese kurulan cümleler, herkese kısa mesajla gönderildi
En kötüsü, en kötüsü de buna mutlu oldu
Genel mesaj sahipleri...
Selam kalmamıştı, gülümseme tedavülden kalkmıştı
En yakın telefon bayiine bırakmıştık hepimiz kimliklerimizi
Fotokopisi bile kalmamıştı artık kişiliklerimizin
Ben böyle bir dünyada genç oldum
Ve bunu okuyan gençlerin şaşırması!
Tek umudum


CEYHUN YILMAZ

YOL

Bir yudum daha aldım hayattan
Boğazımın kuruluğu geçti mi bilemiyorum
Ya da geçtiyse mutlu olmalı mıyım
Yoksa bir yudum daha eksildi diye üzülsem mi yaşama
Ne olursa olsun
İçmezsem ölürüm
İçtikçe ölüyorum biliyorum
Sen söylemesen de
Ben biliyorum
Adım adım yaklaşıyorum
Dur deme
Durunca yolun kendisi geliyor ve hayat daha da korkunç oluyor
Ve insanlık
Buna hazır olmadığı için adım atarak yürüyor
Durduğumuz halde
Beklenen sona gittiğimizi anlarsak
Hem yine gidip hem üzüleceğiz sen de biliyorsun
Yolculuk yapmak istiyorum
Eğer duracaksa bu hayat otobüsü
Molalarda sevincim sen ol
Ve şehirlerarası otobüs şoförünün masasındaki
Tavuklu pilav kadar yakışalım birbirimize


CEYHUN YILMAZ

KATİL AŞKLAR

Birini seversin...
Ve başlamak kadar hakkın olabilir bitirmek bir aşkı
Çok üstüme geliyordu
Dur demesem ben üzülecektim demeçlerin
Hafifletmez cezanı
Eğer arkanda bıraktığını görmek bile istemiyorsan
Kaçtığın bir suç var
Ve her katil gibi suç işlediği bir kere de olsa
Geri dönmek istersin
Kendisine konduramaz katilliği insanoğlu
Can almadım der her suçlu
Cinayet gibidir aşk acısı
Ve yakalanmak için delil bırakmaz bazıları


CEYHUN YILMAZ

İDAM

Bir kravat boynumda
Ne zaman ayaklarımın altındaki sandalye
Çekilecek diye bekliyorum
Ellerim arkadan bağlandığı için
Giderken alkışlayamıyorum bu hayatı
Boynumu kırabilir bu ip
Ama bil ki
Gülümseyişime engel değil hiç bir kırılma
Ki ben...
Sen gittiğinde daha çok kırılmıştım
Üstelik ayaklarımın altından kaymıştı hayatım


CEYHUN YILMAZ

DENİZ KENARI

İlkokulda öğrettiler bana dört mevsimi
Hatta resmi vardı hiç aklımdan gitmez
Sonbahar, kış, ilkbahar, yaz
Ne zaman yapraklar dökülse üzülmek
Annemi özlemek kadar doğal
Ve kışın üşümek kadar
Aynı zamanda mutluluk ve neşe ilkbahar
Dert gelse ne yazar ilkbahar
Her öpüşmenin heyecanı
Ve yaz... Ne demek ne demek gam
Hangi şiir anlatabilmiş mutluluğu
Beceremem ki
Ama geçmiyor bazı sonbaharlar
Büyüdükçe uzadı hazan
Bu yaz bana gelmedi bazen
Sen gelirsen eğer
Bir Ağustos sabahı gel
Beni yaz diye bir mevsime inandır
Denizin kenarı ol
Söz
Islanmadan seveceğim seni
Su çok güzel gel diyenleri dinlemeden
Güzel olduğunu çok iyi bilerek
Seni
Su gibi
Seveceğim


CEYHUN YILMAZ

AĞLAYAN RAYLAR

Tren gibisin
Herkes seni bekliyor
Her istasyondaki gelin sensin
Onların heyecanını paylaşamıyorum sen gelirken
Benim hep aklımda gidecek olman
Üstünden geçtiğin rayların tamamı demirden değil
Geçerken bilemedin
Gözyaşı var bazılarının
Ama sen trensin
Önünü göremezsin
Kimi çocuklar taş koyarlar yüreğine
Ve sen
Onu bile ezip geçersin


CEYHUN YILMAZ

KISA HÜZÜN

Elimde bir umut makası
Kesiyorum hüzünleri
Yeni bir oyun buldum kendime
Her sabah uyanıp akşam geleceğinden emin yaşıyorum
Hiç üzülmüyorum güneş batarken de
Nerdeyse gelir diyorum
Nerde olduğunu bilmeden
Nerde olduğunu bildiğim zamanlar bile
İnanıyorum geleceğine
Hani o vakit oluyor ya
Akşamın ışıklarının da bittiği o an
Herhalde gelmez diyorum
Dedikten sonra üzülmüyorum sanma
Ama sadece o kadar süre üzülüyorum
Sadece o kadar...


CEYHUN YILMAZ

DUMLUPINAR

Tutmayacak mısın elimi
Orda bir yerde sesimi duyduğuna inanmak istiyorum
İstediğim için yaşıyorum hala
Eğer bulunduğum derinliğe gelebiliyorsan gel
Seni sevdim...
Hiçbir derinlikten korkmaman lazım
Korkuyorsan ben yanlış sevdim
Tut nefesini
Beraber nefeslerimiz için
Gel artık
Kurtar beni...
Kalbim Dumlupınar!


CEYHUN YILMAZ

AŞK SÜTÜ

Aşk hiç tanımadığım annem benim
Hazır mama sevgiler oyaladı beni
Beni başka bir aşkta doğururken kaybettiğim için üzülüyorum
Ve aşkın adının geçtiği kokusunun dudaklarda öpüştüğü her an
Başım önümde
Ve bu yüzden
Bütün arkadaşlarım dikkatli
Eğer aşktan yana bir cümle kurarsa birileri yanımda
Bana hissettirmeden susturdular
Birbirlerini


CEYHUN YILMAZ

ÇALAMADIĞIM KAPI

Belki bilmem gerekirdi varlığını
Şimdi neyi özlediğimi bilmeden yaşamıyorum
Ve gidemediğim bir yol var
Çalamadığım bir kapı
Hüznümün adı belli
Faili meçhul bir yalnızlık değil artık benimki
Ama senin yalnızlığın meşgul
Benim yalnızlığım kalabalık
Boş içki şişeleri var yanımda
Her birinde ayrı hüzün
Atamıyorum onları...
Başka şişelerde başka hüzünlere dönüşmesinler diye
Kullanılmış ikinci el yalnızlıklara sebep olsunlar istemem
Her üzüntümü müebbete çeviriyorum evimde
Mutfak çok temiz...
Kirlenmedikçe yaşanmıyor oysa
Seni düşünüyorum
Derli toplu musun
Mutlu musun
Yoksa yaşanmışlıklar kirletiyor mu seni de
Bir gün karşılaştığımızda ellerimle silecek miyim yüzünü
Ya da silemeyecek kadar temiz olman üzer mi beni?


CEYHUN YILMAZ

BEKLERKEN

Hayatımdaki her şeyi sessize alıyorum
Gelmediğin her an
Geldin mi diye sıçrayıp
Yüreğim ağzıma gelsin diye


CEYHUN YILMAZ

HİLKAT

Haberi bile yoktu
Çirkin olduğundan
Ama kimsenin güzelliğine bakmıyordu ki
Felçli yüzüne rağmen
Hep gülümsüyordu
Kusuru olmadan
Gülme özrü olanlara inat!
Boşver Hilkat, sen yine Hop de!


CEYHUN YILMAZ

OTOSTOP

Sen geceye bakarsın
Ben karanlık olurum
Gülersin bazen
Ben neye güldüğünü bilmeden
Uzaklara baktığında
Uzak olmak geçer içimden
Ben sorduğumda susarsın
Sen sustuğunda
Ben yelkensiz rüzgarda kalırım
Ve sen...
Ben yanındayken pencerelere baktığında
Çekip gitmek düşer artık payıma


CEYHUN YILMAZ

TİRYAKİ

Çok sigara içerdim
Pat diye bırakayım derken
Her sabah düşüncesiyle uyandım
Baktım olmuyor
Yavaş yavaş uzaklaştım
Son içtiğim sigaradan sekiz saat sonra
Nefesim değişti
İkinci sekiz saatte
Ciğerlerim onarıma başladı
Üçüncü sekiz saatte
Yüzümün rengi aynı değildi artık
Sen de öylesin sevgilim
Bak, alıştım olmayışına
Şimdi seni hiç sevmemiş gibiyim
Sigarayı özlüyor musun diye sorarsan
Sadece içenleri gördüğümde sevgilim


CEYHUN YILMAZ

OLDU İŞTE

Biz de geçmiş olduk
Bir aşkın daha üstünü örtüp
Gözkapaklarını ellerimizle kapattık
Biz de güzel günleri
Bittikten sonra anladık
Artık yokluğumuzla yaşayıp
Birbirimizin adını duyduğumuzda
Önümüze bakıp
Vicdanımızı kanatacağız
Artık biz...
Siz'li biz'li olacağız!


CEYHUN YILMAZ

CEM KARACA

Ben geldim işte
Sizler gittikten sonra duyacaksınız adımı
Daha fazla hem de
Bıraktıklarımı tebrik için beni bulamadığınızda
Bir fatiha ile avutacaksınız beni, ya da kendinizi
Öldükten sonra bir bulvar yerine
Keşke yaşarken verseydiniz bir çıkmaz sokağa adımı


CEYHUN YILMAZ

9 Aralık 2010 Perşembe

BEYAZ DAMLAR

Kar yağdı İstanbul'a bak
Hadi, kızma, bırak elinden o silahı
Pencereden seyret
Bütün evlerin çatıları
Barış için beyaz şapka takmış


CEYHUN YILMAZ

İKİ GÖZÜM

Çocukluğumda elimden kaçan uçan balonumu
Yanaklarımda çıkan sakallarımdan sonra
Yeniden tutmuş gibiyim
Seni gördüğümdeki sevincim çok eski
Babamın uzun yoldan gelişindeki heyecanı hissediyorum
Sonra sarılıyorsun bana
Ne kadar büyüsem de
Seni her görüşümde
İki gözüm de 23 Nisan


CEYHUN YILMAZ

İLK AŞK

Seni unutmak zor
Yaşamak çekiyor beni sana
Güneş açsa saçların geliyor aklıma
Ellerimle kapatıyorum gözlerimi
Uzun yol kamyon şoförünün güneşliği gibi
Göz kapaklarımın arkasında resmin
Ayırmıyorum seni bakışlarımdan
Bir tek sen kaldın
Planlar yapmadan yollarını beklediğim
Bembeyaz yüzünün üstündeki
Pembe dudaklarınla utanarak bana güldüğünde
Mutlu olduğum
O ilk yaşlarımdan


CEYHUN YILMAZ

ŞÖHRETİNE...!

Doğarsın bu dünyaya
Ağlarsın
Büyürsün... Kocaman olursun
Hatta kral bile olursun
Bazen çoban olmak geçer gül yüzünden
Yapamazsın
Bir çobanı ayağına getirtirsin
Ama sen çobana istesen de gidemezsin
Daha bir kaç yıl önce
Birileri yardım etmeden mama yiyemezdin
Bilmezsin
Birini seversin
İlk kez ağlarsın
Doğmak... Ölmenin başlangıcıdır
Doğduğunda anlamazsın
Sen yaşarken de anlamazsın
Kralsın artık çünkü
Küçükken misket oynayan çocukların
Aralarına girmekten utanırdın
Ben tuttum elinden
Hatırlamazsın


CEYHUN YILMAZ

KELEBEK

Renkli bir minik kelebek gördüm bugün
En sevdiği şarkıyı içinden mırıldanır gibi
Kuralsızca uçuyordu
İstediği yere konuyordu
Beğenmeyip yine kanat çırpıyordu kirpiklerime inat
Çok güzeldi
Ben biliyordum
Ama o gün öleceğini bilmiyordu...


CEYHUN YILMAZ

NE GÜZEL KADINSIN SEN

Ben açken hiç tok yatmadın
Yüzme bilmiyordun
Ve boğulma pahasına
Ben biliyim diye çok uğraştın
Hatırlar mısın körüklü otobüs yeni çıkmıştı
Her Cuma okuldan sonra
Yalnızca gözlerimi açık bırakacak şekilde
Sarıp sarmalardın beni
Teyzeme giderdik
Yeniköy'e...
Sürekli sus derdin bana
Bütün otobüs kahkahalarla bana gülerken
Sen olmadan ayakta duramadığım yıllarda
Ne güzel de tutardın bir elinle göbeğimden
Diğer elinle sırtımdan
Bulaşıktan buruşmuş ellerin mis kokardı
Konuşamasam da ne dediğimi bir tek sen anlardın
Biliyor musun anneciğim?
Bıraksan bir gün ellerini hala düşerim belki
İnanmayacaksın ama
Bu hayatta artık tay tay duramıyorum çünkü


CEYHUN YILMAZ

TİTANİK

Önce çocuklar terk eder... Sonra kadınlar
Kolaydı sanki
Bu kadar bitmiş aşkı taşıyabilmek
Yok sayıp yaşanmamış gibi uyanabilmek
Anlamıyorsun
Yürünmüyor yüreğimde eski aşkların leşinden
Ve artık beni hayata bağlayan
Hiçbir kadın ve çocuk sesi gelmiyor kulağıma
Dalgaların sesinden


CEYHUN YILMAZ

SEVGİLİM - ANNEM

Alkol damarlarımda
Yüzümde yanıp sönen lambalardan
Ara sıra görüyorum beni
Görmediğim karanlıklarda bir annem geliyor aklıma
Bir de sen
Soruyorum bir güvercine
Doğru söyle
Hangisi doğrudu beni?


CEYHUN YILMAZ

RASTGELE

Denize bakıyorsan yaşıyorsun
Ruhunu tehlikeye atar
Güneş değil
Denizle birleşen ışıltısı
Bir olup mahvederler seni
Pis pis gülümseyeceksin dertlerine
Sen istersen o denize girersin
Dertlerini ıslatarak
Ve bir kadeh kaldırırsın ufka
Bir balıkçı teknesinde
Rızkını arayan bir güzel adam
Elini göğsüne bastırarak
Alır selamını


CEYHUN YILMAZ

SAVAŞ

Elindeki fileden daha yaşlı bir kadın
Çıkarken merdivenleri
Önüne dikkatlice bakarak
Havaya kaldırır elindekileri
Kendisi düşse önemli değildir
Ya elindekiler!...
Çamur olmasın ister
Evdeki çoluk çocuk, torun aç kalmasın yeter
Bu kadını tanırsın sen
Mutlaka birilerinin annesine benzer
Ya senin... Ya benim...
Büyürken anlamadığımız değerlerini


CEYHUN YILMAZ

İKİ RAY

Bir tren istasyonunda, bakıyorum
Ve imreniyorum inip binenlere
Kimsenin bilmediğini biliyormuş gibi
Bankların üstünde... Hiçbir vagona
Yüz vermeden oturmak istiyorum
Gidecek yeri olanlara inat
Kimsesizliğe özendirerek insanları
İki tren rayına takılıyor gözüm
Biri Sunay Akın
Diğeri sevgilisi...
Üzülüyor gülümsüyor içim


CEYHUN YILMAZ

OĞLUM

Canımdandın oğlum
O yüzden
Gittiğinden beri
Donuk bakıyorum
Sen kalsaydın belki
Bir gün olsun gülerdin
Gülmeni isterdim
Ama ben yaşayamıyorum oğlum
Bu Kasım'ın yağmurları
Annemin gözyaşları bana
Çünkü seni kaybettim
Bir evlat sonbaharında


CEYHUN YILMAZ

18 AY

Yarısı bitti ayrılığımın
Sevineyim mi
Yoksa bir bu kadar daha var diye
Küsmeli miyim bu hayata
Dayanmalıyım
Geçecek bilirim
Beni karnında taşıdığın kadar kaldı
Anneciğim...


CEYHUN YILMAZ

SEVAP

Babamdan öğrendim
Yerde ekmek bulunca
Yüksek bir yere koymayı
Kuşlar yer derdi
Hiç yiyeni görmedim
Seni gördüğüm an
Ulaşabileceğim en yüksek yere koydum
Sevglim!... Şimdi nerdesin?
Kuşlar mı yedi dersin?


CEYHUN YILMAZ

ISLAK

Yalnız kaldım sanma
Bak battaniyen hala yanımda
Elleri olsa o da kapının tokmağına yanaşırdı
Ben uyurken usulca biliyorum
Biliyorum da sen koktuğu için
Her gece yine de ona sarılıyorum
Yalnızım merak etme
Yeni bir "memnun oldum" ziyan etmemek için
Tanışmadım kimseyle
Nasıl bulut yokken yağmurlar yağdırdımsa gittiğinde
Hani bütün sokak duymuştu sensizliğimi
Dönersen eğer
Sırtından beline kadar ıslanacağın bir yağmurun altında
Dudaklarımı ıslatmadan affetmiycem seni


CEYHUN YILMAZ

PAMUK HELVA

O kadar kızgınım ki sana
Büyümeseydik çok isterdim küsmeyi
Dudaklarımı büzüp
Kaşlarımı çatarak bakmak isterdim şimdi sana
Ama maalesef büyüdükçe kırılıyoruz
Ve pembe renkli pamuk helva şekerler
Mutlu etmiyor artık bizi


CEYHUN YILMAZ

GELMEDİN Mİ?

Yokluğunun hiç bir evresi yıkmadı beni
Şiirsel yalnızlığa bürünmedim
Ve gözlerimden iki damla yaş olarak dönmedi
Yanaklarıma
Hiç bir hatıran...
Yine de ağlamazdım bakma
Çok güçlüydüm
Fakat
Kapının arkasında sanki içerdeymişsin gibi duran
Ayakkabıların olmasaydı


CEYHUN YILMAZ

BEN SENİNLE

Ben seninle ağlamak istiyorum
Öyle arkadan falan değil
Mavi dediğim anda yeşil olan gözlerine bakarak
Ağlamak istiyorum
Bana yasak olduğunu bile bile
En kalabalıklarda elinde olmak istiyorum
Değmeli yanaklarımdan akan bir kaç damla
Senin kadife omuzlarına
Ve aniden açıp gözlerime bakmalısın
Bakmalısın ki ben unutmalıyım geçmişimi senin yeşilinde
Çocukluğumun öğle uyksunu bulmalıyım gülüşünde
Dudaklarına ismimi yazmak istiyorum
Öyle arkadan hüzünle değil
Ben seninle ağlamak istiyorum


CEYHUN YILMAZ

BÜYÜMÜŞ BİR KIZ ÇOCUĞU

Bir gün sen de anlayacaksın
Kalabalıklardan kaçıp
Dizlerini karnına kadar çekip ağlayacaksın
İşte o an özleyeceksin
Eski sevgilini değil
Pili bitmiş oyuncak ayını
Yanından ayırmadığın, yatarken sarıldığın saflığını
Tel sarar kızıma tel sarar diyen babana benzemeyecek her erkeğin gözleri
O küçük kız çocuğu değilsin artık
Ama bir gün sen de ağlayacaksın
Kenarları dantelli elbisesiyle saçlarını ördüğün
Oyuncak bebeğini nereye koyduğunu
Hatırlaman gerektiğini anlayacaksın
Tel sarar kızıma tel sarar diyen babana benzemeyecek her erkeğin gözleri


CEYHUN YILMAZ

AYRILIĞIN RESMİ

Bir vazoyu tüm hırsınla duvara çarpıp gittin
Ve çıkarttığı sesten duymadın "gitme" deyişimi
Küllerimi savurdun siyah beyaz sensizliğime
Kapıyı açık bırakmasan yalnızlığım giremezdi içime belki
Şimdi dönmek istiyorsun geri
Ne fark eder ki?
Estirdiğin rüzgar çoktan dağıttı saçlarımı
Ve ikimizin fotoğrafı rüzgar varken çekildi


CEYHUN YILMAZ

BEN KİMİM?

Şair deme bana
O kadar uzun boylu değil
Bazen dalgayım
Bir vapur dumanına el sallayan
Kimi zaman bir babayım... Biten aşkların ardından
Yavrusunu kaybetmiş gibi ağlayan
Bazen de minik bir erkek çocuğu
Çok sevdiği bisikleti kırıldığı için bir köşede hüngür hüngür ağlayan
Ve yüzümde genellikle bir gülümseme
Uçan balonunu elinden bırakmayan


CEYHUN YILMAZ

DALGA

Hiç anlamadın beni
Bir geminin limandan ayrılmasına
Ağladığımı görmedin
Sen bilmezsin
Liman olurum ben giden her vapurun ardından
Bazen deniz...
Ve bir geminin pervanesi değildir
Betona çarpıp üstünü ıslatan o damlalar
El sallamalar arasında
Gözyaşlarımı dalga sanır herkes


CEYHUN YILMAZ

AÇ AŞK

İkimizin de isteği
Giriş katı bir sevgi
Çiçek olmasa da koklarız
Loş bir ışık yeter
Yemeye içmeye de gerek yok
Bedeli ödediğimiz bir aşk
İnlemesinden gülümsediğimiz keman sesi
Gözlerimize bakmaktan çok aç kalacağız belli


CEYHUN YILMAZ

SEN DE AŞK MISIN?

Ne aşklarım oldu benim
Sen de bir şey misin
Sabahlara kadar ağladım mesela, durmadan
Görenlere "en yakınımı kaybettim" dedim
Gözyaşlarıma yalan...
Ne aşklarım oldu benim
Sen de bir şey misin
Çocuğumu elimden almışlar gibi
Çektim öksüzlüğü
Hiç durmadan koştum, yağmurları içtim
Adım adım
Ne aşklarım oldu benim
Hepsi bir yana
Bu şiirin sahibi yine de sensin!


CEYHUN YILMAZ

PENCERE

Gelmişsin bu sabah
Telefonlarına bile çıkmadığın o arkadaşın söyledi
Ben de hala başka bir şehrin adıyla mutlu oluyordum
Üzüldüm
Oysa ben... Gelirsin de duymam diye
Yağmur yağdığında bile
Kapatmamıştım penceremi


CEYHUN YILMAZ

KIRMIZI RUJ

Gecenin bir yarısı uyanmayan bilmez
Bir takım sigaraları diğerleriyle öpüştürmeyene
Anlatamam aşkı
Bir sabah uyandığımda
Sebepsizce beni bıraktığını anlatmak güç
Siyah beyaz bir filmde
Yokluğunun kül tablasında
Sönmüş kırmızı rujlu sigara izmariti


CEYHUN YILMAZ

DENİZ KIZI

Söyle bana deniz kızı
Annen de bu kadar güzel miydi
Yoksa babana mı çektin
Peki deniz kızı
Boynumdaki oltayı çıkarıp beni öper misin
Yoksa şimdi mi yiyeceksin


CEYHUN YILMAZ

NUR TOPU

Olmazdı belli
Ağladıklarıma güldüğün an anlamalıydım
Ben seninle sevişmek yerine
Hep özlemeliydim aslında... Uzaktan
Doğarken, annesini ilk nefes aldığı yerde yitirmiş
Kokusunu bilmeden yaşanan bir aşktı bizimkisi


CEYHUN YILMAZ

YARIM AŞK

Ayrı kara parçalarında
Ortak gökyüzüne bakmanın avuntusu var şimdi
Üzerine yatamadığımız bir yatak gibi kaldı aşkımız
Ne denir ki bu aşkın adına
Çarşafı bozulmamış bir sevdamız var şimdi


CEYHUN YILMAZ

GENERALİM

Karanlıklarda kaybettim çocukluğumun sesini
Çok yakınımdan esiyor
Gözlerim sımsıkı kapalı, umudum kulaklarımda
Bulmam lazım generalim!
Ne olur... Tutun önüme omzunuzdaki yıldızları


CEYHUN YILMAZ

REHBER

Telefon rehberi mutsuzluk verir insana
Dost diye geçinip en zor anlarda aramayan sahtelerin
Yazılı belgeleridir aslında
Islatacaksın bazen kurumuş telefon defterini
Gözyaşıyla değil, değmez
At denize taşıma cebinde
Sen yedin ama
Balıklar yemez
Korkma


CEYHUN YILMAZ

BODRUM

Hiç ıslanmamış insanların şehri bu
Yağmuru Türkçe'ye çevirmek zor
Her bakışta başka bronz tebessüm
İyi güzel ama
Gel de anlat bu insanlara
Aşkın ne olduğunu
Nerden bilsinler Eylül'ün kokusunu
Kim bilir Kasım'ın bıçak yarasını


CEYHUN YILMAZ

SUCU

Ucu görünmeyen uzun yollar
Nereye gider bu insanlar
Bir bekleyeni mi var hepsinin
Belki hata bende sevgilim
Bıraktığın yerde bekliyorum seni
Fakat yerimden ayrılamam ki
Beş yaşımda pazarda beni kaybettiğinde
O sucunun yanından ayrılmadığım için
Bulabilmişti annem beni


CEYHUN YILMAZ

8 Aralık 2010 Çarşamba

BEKÇİ

Gülümsemeyi unuttuğumdan beri
Her gece uyutuyorum bu şehrin insanlarını
Olur ya
Gecenin bir vakti bulmak istersen
Bir bakışta gör çarşafsız yatıp uyumayan beni
Kapatmam gözlerimi son ışık sönmeden
Sen gelene kadar
Uyumam İstanbul'un üstünü örtmeden


CEYHUN YILMAZ

İLK GÖRÜŞ

Hiç ıslanmadığımız yağmur geldi aklıma
Seni çok düşünüp ağlayamadığım
Ve bu şehri ıslatamadığım gün hani
Saatlerce bekletmemiştim seni
Söz vermeyip gelmediğin herhangi bir aşıklar parkında
Kavga bile etmeyişimize üzüldüm birden
Hiç aldatmamıştın beni
Ve bir gün bile senle yatıp
Saçlarınla uyanamadım
Ahhh.. ah!
Keşke o otobüse binmeseydim bugün
Görmeseydim kaşlarının altından
Namussuzca bakan gözlerini
Hiç tanımıyorum ki seni...


CEYHUN YILMAZ

CENNET

Aşklar vardır sen bilmezsin
Tadında uyku kokusu
Gördüğünde bir günaydın tebessümü ile
Öper dudaklarını
Sen bilmezsin
Uykusuz bakar senin gözlerin
Daha ne kadar dayanırım bilmem
Sabahları uyanmam zorlaştı
Sol kolumda bir ağrı, yemeyi içmeyi de kestim
Eskisi gibi denizlere bakmıyor gözlerim
Bir ışık söndü bugün, ağrılarım dindi birden
Sen geldin sandım
Yoktun...
İsminin baş harfi yolculuğumda yalnız uğurladı beni
Eskisi gibi sırtım ağrımıyor
Ters tarafımdan kalkmıyorum şimdi
Burada herkes güzel
Yalnız konuşmuyor hiçbiri
İsminin baş harfini çizdim toprağa parmaklarımla
Burada herkes güzel
Ama... Kimse tanımıyor seni


CEYHUN YILMAZ

SVGLM

Çatık kaşlı bakmazdım hayata bilirsin
Bilmekten öteye sen ben gibiydin
Yokluğunda kahkaham duyulur diye utancımdan
Bir kez bile içten gülmedim
İçi sen iyi bilirsin...
Çok başka bir adamım artık
Susuyorum mesela en konuştuğum cümlelerde
Ellerimdeki yaşama çizgilerini sildim avuçlarımdan
Çok sessizim
İsmini söylendiğimde duyup da üzülürüm diye
Sesli harfleri çıkardım hayatımdan


CEYHUN YILMAZ

AKVARYUM

Sessizce seviyorum seni
Söylesem de duymazsın zaten
Senin gözlerin gibi bakıyorum sana
Senin bana bakmadığın gibi
Dokunmuyorum sana
Zaten tutmak istesem de yapamam
Kıyamam sana
Dokunduğumda öleceksin biliyorum
O yüzden seni hep bir camın ardından seviyorum

CEYHUN YILMAZ

GİDECEĞİMİ ANLADI

Dudakları büzüldü birden
Hep gülen gözleri bugün kapalı
Kimileri üzgün kimileri yaralı
Tenimin kokusu burnundaysa...
Yanımda olmadığını ya biri duysa...
Yapma diyemedim
İlk kez bu kadar sıkı sarıldı
Gideceğimi galiba o da anladı


CEYHUN YILMAZ

KAPANDI

Ne kadar da mutluyduk biz
Biz diye bir şarkımız vardı
Kahkahaların kırmızı
Ve hep açık maviydi gökyüzü
Kadeh kadeh gökyüzü içerdik
Gidişinle hiç görmediğimiz bulutlar geldi
Ve yüreğimde bir taverna kapandı
Aşkımın sandalyeleri kaldırılıp
Ters çevrildi hüzünlerimin üstüne
Ve aşkımdan kalanları
Süpürüyor artık her gece birileri


CEYHUN YILMAZ

7 Aralık 2010 Salı

CEYHUN

Bugün söyledim İstanbul'a seni
Herkesten sakladığımı
Bu sırra bazen benim de inanmadığımı
Sabahları saçlarınla uyanmanın beni nasıl mutlu ettiğini
Omzumda yattığın gecelerde, karanlıklara "bitme" diye yalvardığımı
Anlar sandım
Anlamadı...
Hemen Marmara Denizi'ne fısıldadı
Dalgaları arttı boğazın
Çok bozuldum...
Adalardan biri gülmesini zor tutup
Çatık kaşlı yüzüme bakmadan
Diğer adaları dürterek dedi ki
Bilmiyor musun O'nu?
Durmaz sende
İsmi gibi akıp gider ömründen


CEYHUN YILMAZ

YÜKSELİYORUM

Her kalabalığın odak noktası olan ben
Kaçmak istiyorum insanlardan
Oysa "insanlardan kaçıp yalnız kalmak" cümlesi
Yıldızlar kadar uzaktı gözlerim için
Bak gökyüzüne sevgilim
Artık yıldızların en parlamayanı benim


CEYHUN YILMAZ

SARI YAPRAKLI MUM

Bu mevsimden dolayı mı sevdim seni
O zaman bu kuru yaprakların hepsi
Yokluğunun yıl dönümü bana
Peki
Her yıl kutlanacak mı böyle?
Ben geçerken ağaçların altından
Üzülmeyeyim diye
Başımdan aşağıya
Hüzün mü yağacak?


CEYHUN YILMAZ

GİTMEYECEKTİN İZMİR'E

İstanbul bugün sisli
Belki sensizlikten
Biraz da hisli
Yoksun diye mi acaba bu gri bulutlar
Boğaza gelince fark ettim inan ki
Bu şehir İzmir'den kıskanıyor seni
Yutkunmuyor sen gittiğinden beri
Eskisi gibi


CEYHUN YILMAZ

VEFA'T

Artık uzak bir yerde nefes alıp veriyorsun
Hiçbir şeyin hatırı yokmuş gibi
Gülümsüyorsun sahte yüzlere
Ve ben güveniyorum geri gelmeyişine
Ondan gülümsüyorum
Beklemiyorum artık seni
Senin gibisi gelmez demiştim
Senin gibisi gelmesin zaten
Bir kere fazladan öldüm
Bir kere daha istemiyorum
Ama sen
Beni düşündükçe
Unutamayacaksın biliyorum
Ve ben
Seni düşündükçe
Unutmaya başlıyorum


CEYHUN YILMAZ

KARDAN ADAM

Uyu deme bana ne olur
Bir kere seninle uyanmışken
Benim üstüme karlar yağdı
Yine de üşümedim ben
Adamdım senden önce de
Ben yalnızca kardan adam olmadım


CEYHUN YILMAZ

ÇOCUK

Ne zaman büyüdüm ben?
Ve neden sormuyorlar bazı amcalar
"Sen kimin oğlusun küçük?" sorusunu
Sokak aralarından yavaş yavaş yürüyorum
Belki bir teyze evinin penceresinden uzanıp da
"Evladım şu köşedeki bakkaldan iki ekmek al" der diye
İstemesem de aynaya baktığımda yüzümün yaşlandığını görüyorum
Oysa ben...
Beni parka götürsün diye hala babamı bekliyorum


CEYHUN YILMAZ

GERİ DÖNSEM

Oyuncak alacak param yokken
Daha çok oyuncağım vardı
Şimdi aklıma bile gelmiyor hayallerim
Salondaki halıya yüzükoyun yatıp
Plastik sarı trenimle oynasam şimdi
Unutur muyum acaba seni?


CEYHUN YILMAZ

VEDA ŞİİRİ

Hiçbir şey değişmez korkma
Dolmabahçe'deki Saat Kulesi durmaz mesela
Marmara Denizi küsüp İstanbul'a
Alıp sularını gitmez dilini bilmediği uzaklara
Ama ben gidiyorum
Her sabah yüzümü sıcacık öpen
İstanbul güneşi
Bir süre yatağım boş
Doğduğunda beni bulamazsan şaşırma
Duyamam sesini, çağırma beni bir süre
Her sabah söz verdiği saatte doğan
Selamımı alan İstanbul güneşi
Ve babam!...
Çocuk ellerimle silemediğim burnumu
Cebinden çıkarttığı mendille silen
Hem de dağ kadar boyunu hiçe sayıp
Önümde diz çöken, kocaman babam!
Merak etme, gurur duyduğun yerde oğlun...
Annem!
O eski Türk filmlerinin ağlatmaktan bıkmadığı
Gözlerin sahibi annem
Bak, artık toplu olacak dağınık oğlunun odası
Üzülme sen de...
Herkes gittiğim kadar döneceğimi de bilecek
Teskere diye bir sevgilim var
Bir buçuk yıl sonra, söz verdi, gelecek...


CEYHUN YILMAZ

İLAÇ

Ne yani?
Gidiyor musun gerçekten?
Git... Ben seni giderken de severim
Fakat anlatamam bu insanlara
Yüreğinin güzel olduğunu
Duymaz mısın nefretleri
Ağlamaz mısın mesela
Sabahlara kadar iyileş diye başında durduğumu
İlaç kutularına bakıp hatırladığında


CEYHUN YILMAZ

ELDİVEN

Demirden soğuk ellerin
Bakışlarında kar yağışı
Soğuktan yanan sözlerin sahibi sen
Belki hep bu yüzden
Senli her cümle bir eldiven


CEYHUN YILMAZ

YASAK

Kimselere söylemeden çıktım yola
Sabahtan bile erken, güneşe hissettirmeden
Kimsesizliğim merak eder mi diye düşündüm seni
Dolmabahçe'de bir çay söyledim kendime ve garsona rağmen ikinci bir çay sana
Senin içmediğin çayına bakarak düşündüm seni
İstanbul'a yakalandım sensizliğimle
Ne var bunda canım o da yasak değil ya


CEYHUN YILMAZ

YAKIN - UZAK

Kalk git diyorum içimden kendime
Kalk git uzağa
Kulağındaki müzik bitene kadar yürü
Ağladığın kadar koş
Aya dokunana kadar yürü uzaklaş
Düştüğün yer yakınlarına uzak olsun


CEYHUN YILMAZ

YARALI YÜZ

Uykusuzluğumun sebebi gözlerin
Bir de gülüşündeki tek gamze
Gözlerimi kapatınca karanlık
Açtığımda yüzüm yaralı
Geçmezmiş bazı yaralar
Derinmiş kederleri severken ölenlerin
Ölmeden unutmam lazım seni dedim
Unutmak ölmek
Kimseye söyleyemedim


CEYHUN YILMAZ

AÇ'LIK

Bi sensizlik ki sorma
Neyi sevsem sana acıkıyorum
Yastığa yorgana sarılmadan uyumaz oldum
Seni sevmek yetti artık unutmaya acıkıyorum


CEYHUN YILMAZ

GARİP

Garipliğimden bu halim
Ekmeği karpuza katık ederim
Beni şimdi görürsen yerde
Yanıma gelme
Günlerdir açım gözüm "çıkma ekmek" te


CEYHUN YILMAZ

KİTAP

Sana şiirlerimi duyanlar
Kitap yap diyor
Olur mu hiç
Ben seni herkeslerden saklarken
Sen seni...
Bi kitapçıda görsen
Hem de bir sürü kitabın arasında
Kahrolmaz mıyım ben


CEYHUN YILMAZ

HEMŞİRE

Gidiyorum artık gecenden
Benden bahsetme gelen yıldızlara
Gittiğimi bilmesinler
Yokluğumla seni üzmesinler
Soran olursa beni
Kalbini göster
İşaret parmağın dudaklarını kessin
Herkes göğsünde uyuduğumu bilsin


CEYHUN YILMAZ

AĞRI

Her gecenin en yorgunu ben
Aşk nakliyatçısıyım
Omuzumda sen diye bi yük
Benden başkası taşımaz
Bıraksam omuzum belki rahat ama
Kalbim ağrır o zaman


CEYHUN YILMAZ

ÖYKÜ

Seni düşündükçe herkesi seviyorum
Bütün öykülerin hayal kahramanı benim
Kimse üzemez artık beni
Hele gülüşün aklımdayken
Yağmur bile yağsa
Yüzümü yıkarım hüzünle


CEYHUN YILMAZ

UYKU

Ben yine geceden borçlu girdim sabaha
Kumdan ekmekler yaptım sürdüm ekmeğime
Sensiz uyanmamak için
Olmadı, bu gece de uyunmadı


CEYHUN YILMAZ

ŞÖHRET

Gördüğüne bile inanma
Gülüşlerim ninni gelmesin
Ağladığım kadarını gülemedim daha
Sana hiç söylemedim
Çok otobüs bekledim
Afişimin yapıştırıldığı duraklarda


CEYHUN YILMAZ

TAKSİCİ

Ben ne kadar sevdiysem o kadar gittin
Gitmediğin zamanlar bile hep gidecekmiş gibi durdun yanımda
Her bakışında başka bir el sallama
Tam sevmek isterken seni
Taksi çağırdın
Gitme deyişimi ne sen duydun, ne taksici...


CEYHUN YILMAZ

ISLAK İSTANBUL

Gittiğinden beri yalnız yanaklarımdı ıslak
Herkes bana bakardı sokaklarda
Bir gün gelirsen bu şehre
Herkesten özür dile
Sayende yalnız yanaklarım değil
Artık İstanbul da ıslak


CEYHUN YILMAZ

SEBEP

Sen beni terk ettiysen
Güneşe ne
Niye ısıtmıyor ki beni
Yoksun diye tebessümler bana mı küs?
Peki her şarkıda ağlamamın
Sebebi de mi sensin?


CEYHUN YILMAZ

KIRMIZI HIRKA

Acımdan mı bilmem
Bugün yürüyemedim çok sevdiğim sahili
İçim sıkıldı bak şimdi
Ya balıklarımı tutarsa birileri
Ya martılarıma taş atarlarsa
Hepsinden önemlisi
Ya benden önce biri görüp severse seni
O balkonda kırmızı hırkanla


CEYHUN YILMAZ

MASAL

Üzülünce anlıyorum
Üzüldüğüm hüzünden başka anahtar açmıyor mutluluğumun kapısını
Ve anlaşılıyor ki
Dedemin masallarına benzemiyor bu aşkın sonu...


CEYHUN YILMAZ

KEDİ

Bir minicik sokak kedisi karşıladı beni
Ezelden beri ıslak sokakta
Direnmeyelim dedim bu hayata
Dur dedi usta
Karnım çok aç
Biraz daha sonra ölelim


CEYHUN YILMAZ

4,,,3,,,2,,,1,,,

4 sokak ötede evim biliyorsun
3 gece daha bekle
Gecenin 2 yarısından herhangi birinde gel
1 kez öp beni bütün öptüklerini unutarak
Ama bir daha bırakma...


CEYHUN YILMAZ

SELAM

Sabahlar da soğudu
Bir ayaz var ki insanların tebessümü donmuş
Sıcak bir selam söyledim ortaya
Herkes ayrı bir köşeye kaçtı
Bunlar neden böyle?
Hepsi mi sana aşık?
Benim gibi...


CEYHUN YILMAZ

ÇOCUKLUĞUM

Ve en çok seni özledim ben
Karşı komşunun sokağa çıkacağı zamanı beklemeni
Her teyzeyi annen gibi sevmeni
Sanki ayıpmış gibi kimselere söylememeni
Ve o bisikleti ilk gördüğünde koşuşunu
Yağmurlu bir günde annenin elinden yediğin ekmeği
Islanan sokaklara bakıp duygulanmanı
Yaz akşamlarında oturduğun kaldırımı
Seni bir kez daha görmek isterdim
Hiç konuşmadan...
Kısa pantolonlu siyah beyaz halini
Bir lokma boyunu
Diz çöküp yere sımsıkı, ama çok sıkı
Sarılmak sana...
Gözyaşlarımı omuzlarına bırakıp gitmek istiyorum şimdi
Sana kim olduğumu söylemeden... Arkama bakmadan
Ağladığımı sana göstermeden
Seni çok özledim
Ama çok özledim
Çocukluğum!


CEYHUN YILMAZ

DAMLA

Bir tatlı sevinçti
Gelişinin heyecanı yüreğindeydi
Gökyüzünden süzüldü bana doğru yaklaştı
Beni seçmişti
Dudaklarıma dokundu, dudaklarımı ıslattı
Ama gitti...
Bir serseri yağmur damlasıydı


CEYHUN YILMAZ

ESKİ KARIM

Hala sen varmışsın gibi iki yastıkla yatıyorum
Kimseye söyleme gidişini, ben söylemedim
Elimde senin siparişin olan torbalarla geliyorum eve
Ağlaya ağlaya öpüyorum yattığın yastığı yorganı
Sanki beni az önce öpücükle yolcu etmişsin gibi çıkıyorum sokaklara
Üst komşuya hava atarak, bir fiyaka bir görsen
Ne garip bu insanlar!
Bütün mahalle hatta alttaki bakkal bile seni geçen Kasım öldü sanıyor
Ne garip bu insanlar!
Hala her sabah bana selam veriliyor
Sanki yaşıyormuşum gibi...


CEYHUN YILMAZ

İÇELİM

Herkesin olduğu ama kimsenin sana sen diye bakmadığı bir yere gidelim
Bin kez öp dudaklarımdan kurutma
Bir daha gidelim
Ne olucaksa orda olsun, uzakta olsun
O güneş istediği yerden doğsun gözlerine batsın
Al beni gidelim
Her gece bir yıldız seçelim
Ayılana kadar içelim


CEYHUN YILMAZ

ZAMAN

Zaman mı geç kalıyor
Sen mi dokunamaz oldun zamana
Bu kadar geç kalmazdı selamın
Doğan güneşe mahçup etmezdin beni
Şu ağaçları bana güldürmezdin


CEYHUN YILMAZ

SEVGİ ÇİÇEĞİ

Sardım sarmaladım
Kimse görmeden getirdim eve
Kapattım pencereleri
Güneş almasın diye
Şimdi büyüyor... Öylece bakıyor bana
Yalnızlığım
Yapayalnızlığım
Yalpalayan yalnızlığım


CEYHUN YILMAZ

KÜÇÜĞÜM

Karanlık yolların hep ışıksız olduğunu
Söylemediler bana
Ben küçükken söyleselerdi
Büyümezdim zaten


CEYHUN YILMAZ

İSTANBUL

Sensiz dar bana bu İstanbul
Gülüşün okyanus, üstelik en mavisi
Kollarımı açtım sen sarana kadar bekliyorum
Baktım kollarıma, açtığım kadar unuttuğum
Açamadığım kadar özlemim
Benim unuttuğum kadarını sen özler misin?


CEYHUN YILMAZ

RÜZGAR

En çok rüzgarı seviyorum
Çünkü bir rüzgar seviyor beni
Kalmıyor durmuyor rüzgar
Güneş açsa eriyorum
Yağmur yağsa ıslanıyorum
Tenime ne değse senden biliyorum
Bir rüzgarı seviyorum
Hep yakınımdan esip gidiyor
Ben onu öpemedim diye hep essin istiyorum
Ne zaman eseceğini bilmeden
Ben en çok rüzgarı seviyorum ya
Sen rüzgarsın galiba


CEYHUN YILMAZ

AYRILIK

Islak bir sokakta bulursun kendini
Yüreğin taş, dudakların yok
Yaşadığını zannedip yürümek istersin
Ellerin titrer, gözlerin dolar
Yüreğinde ne varsa yaş olup akar gözlerinden
Üşüdüğünü zannedersin, ölmektesindir
Sıkı dur bebeğim buna ayrılık derler


CEYHUN YILMAZ

BEN ≠ SEN

Öylece durmayı seviyorum ben
Durup ardından bakmayı
Sen yürümeyi seviyorsun ama arkana bakmadan
Yaprak seviyorum ben yaprak
Kuru yaş ayırmadan
Sen ezmeyi seviyorsun neye bastığına bakmadan


CEYHUN YILMAZ

BEN SANA YANARKEN

Gözlerine bakarken umurumda değil mevsimler
Gülüşün hep deniz kenarı bana
Sen bir adım attığında göreceksin
Elinde balonlarla bekleyen o adam benim
Aldığım en derin nefessin sen
Dudaklarının dudaklarımdaki işgali hala yüreğimde
Nefes alıyorum ama hala bulamadım seni
Ben sana yanarken şimdi... Sen kimbilir nerede üşüyorsun


CEYHUN YILMAZ

TAKMA TEBESSÜM

Yalandan bakışmalar, sadece kirpiklere takılan samimiyetsizler
Sıkıldım sizden, sıkıldım el yapımı dostluklardan
Herkes de dişlerini yeni yaptırmış
Herkeste bir takma tebessüm


CEYHUN YILMAZ

GECE

Bu kadar mı kasvetin ey gece!
Hadi örtesene beni
Ne o yetmiyor mu karanlıkların yoksa
Korkmuyorum artık senden gel
Gel gücün yeterse yıldızlarını üzerime ser


CEYHUN YILMAZ

GECE YARISI

Ağrılarım ağrıyor bu gece yarısı
Dertlerim öksüz sahibi yok
Sensizliğimin yeri boş
Bir kez daha gömdüm, bin kez daha öldüm bu gece yarısı
Geçmedi sensizliğim, geçmedi bu gece yarısı
Ve içimde bitmiyor bu gecenin yarası


CEYHUN YILMAZ

ÖLÜM

Kaç sabahtır geceye uyanıyorum
Ne oldu güneşe aynalarda yokum
Dumanı tüten çay bardaklarına dokunuyorum
Elimi ısıtmıyor
Ağlayınca fark ettim
Gözyaşlarım yanaklarımı ıslatmıyor
Yüreğimde bir ağrı
Bir tek onu hissediyorum
Hissedince anlıyorum
Keşke veda edebilseydim sana
Sımsıkı sarılıp güzel saçlarını koklayıp gitseydim
Ölmüşüm ben bebeğim ölmüş
Herkesin korktuğu gün bana bugünmüş


CEYHUN YILMAZ

BİZ

Böyle insanlarız biz hüznü ekmek yapanlardan
Kahkahalarımız bozmaz kafiyeleri
Öyle bir güleriz ki hüzün bile borç bilir tebessümü halimize
Biz bir seni anlayamadık
Gülüşünle dertlerimizin üstünü alırdın
Gittiğinde yağan yağmur kopardı
Sakladığımız fırtınayı
Biz senin gidişini anlayamadık
Biz ki vedaları selam yapanlardandık
Biz bir seni selamlayamadık


CEYHUN YILMAZ

SEVİNEN HÜZÜN

Koştukça yoruluyorum
Yoruldukça koşuyorum
Duramıyorum
Ağlamaktan utanıyorum
Utandıkça ağlıyorum
Hüznün faydası yok
Ağlamamak lazım öyleyse
Sevindirmemek lazım kederleri


CEYHUN YILMAZ

SONBAHAR

Sonbaharın en Eylül'ü içimde
Her bastığım kuru yaprak
Sen olup o eski şarkıyı hatırlatıyor bana
Kolumda senden çaldığım tebessüm
Uyutup büyütüyorum onu
Bir namussuz rüzgar peşimde
Saçlarımı ensemden okşayıp yanağımdan öpüyor
Gülümsetiyor beni
Sen yoksun ve sensin şarkıda ağlayıp üzüldüğüm
Böyle mi bitecekti bu şiir bir tanem böyle mi bitecekti bu şiir
Son hecesi hüzün...


CEYHUN YILMAZ

DİLENCİ

En yakın deniz kenarına atıyorum kendimi
Her dalga halime üzgün
Her dudakta bana tebessüm
Ne vardı diyorum ne vardı
Şu kaldırımda resmin olsaydı
Eğilip öperken ben görenler
Varsın dileniyorum sansaydı


CEYHUN YILMAZ

SÖYLÜYORUM

Beni almadılar bugün gönlünden içeri
Bir keder geldi yumruğuyla tam boşluğuma vurdu
Bilemedi keder boş değildi orası
Sen vardın, sen ağrıdın
Bazen yoktun
Sen vardın, sen yoktun
Bir vardın bir yoktun
Söylersem sana derdimi belki sarılır öpersin beni
Söyleyemeden vurdun bana
Şimdi duymayacaksın ama
Söylüyorum
Seni çok seviyorum


CEYHUN YILMAZ

GELME

Gidiyorum işte
Bak ne gelmeyişin öksüz ne de yokluğun
Gidiyorum işte
Hep beklediğin yere
Geleceğin varsa da artık gelme
Sakın gelme, hiç gelme
Ben sana gelene kadar sen kimseye gitme


CEYHUN YILMAZ

YOK

Uykumu uyuttum uykusuz yatıyorum
Ama sen her şeyden habersiz
Ne güzel uyuyorsundur kimbilir
Ne kadar güzeldir saçlarının yastığı öpüşü
Tabii, ne yastığın haberi var ne saçlarının
Ben uyumuyorum.. Yastığım da yok
Saçların da


CEYHUN YILMAZ

AŞK

Bir tek senin görebileceğin bir yerden sana gülümsüyorum
Onların duydukları kahkahalarım değil
Aşkı tarif gerekirse sana
Anlatayım
Aşk ne biliyor musun
Benim sana yaşadığım
Senin durmadan üstüne bastığın


CEYHUN YILMAZ

YALAN

Ayrıl ayrıl bıktım sevdalardan
Ne farkeder sen bıraksan ben bıraksam
Bırakmayan hüzün yakamı
Bıraktım ölmesi muhtemel sevmeleri
Yaktım bir bir
Yalandan güldüğün resimleri


CEYHUN YILMAZ

KISA PANTOLON

Korkma artık küçük çocuk
Kimse üzemez seni
Sen hüznü öpmedikçe
Kimse gelemez sana
Sen birilerinden gitmedikçe
Korkma artık küçük çocuk
Büyümezsin zannederdin
Bak
Büyüdün işte


CEYHUN YILMAZ

YAKLAŞ

Her yeni aşkta kandırdın beni gönül
Hepsi güneş kadar sıcaktı ama
Hiçbiri yoktu yanımda geceleri
Acı bana artık gönül
Ben vazgeçtim sevmekten
Biraz da sen üzül


CEYHUN YILMAZ

YOKUŞ

Saçlarından ödünç ver
Dört bahar geçti
Çiçek kokusu öpmedim
Çok oldu mutluluktan vazgeçeli
Gülüşünden ver
Ömrümden al


CEYHUN YILMAZ

MAHÇUP

Adımın bazı kağıtlarda
Adının altında yazılması bile artık beni
Mutlu ediyorsa
Bu
Benim utancım değil


CEYHUN YILMAZ

KUSURUMA BAKMA

İlk defa ayağıma kadar geldin
Daha önce ağlarken görmemiştim seni
Başucumda durdun
Özlediğini söyledin, cevap veremedim
Bıraktığın gülleri koklayamadım
Ve sen giderken ayağa kalkıp
Yolcu edemedim
Kusuruma bakma
Dün gece ölmüştüm


CEYHUN YILMAZ

TEBESSÜM

En mutlu anlarımda
Bir dert içimde
Gülsem kahkaham sırıtır tebessümlerin içinde
Anlatsam derdimi anlatamam ki
Herkesin güldüğünü bilmek kolay ama
Kimsenin ıslanmadı ki gözleri benim kadar


CEYHUN YILMAZ

ÇAY

Sabah kalkınca
Beni anlamayışının iğneli yalnızlığı geldi aklıma
Hazır hüznüme harmanladım onu
Bak
Şiir oldu sana


CEYHUN YILMAZ

VEDA

Yolculuklarda tuhaf oluyorum
Bu şehirden her gidişimde
Şehri sanki ben uğurluyorum
Sen benden gideli çok oldu ama
Ben her gidişimde hala sana el sallıyorum


CEYHUN YILMAZ

ADRES

Arkamı döndüğümde yüzüme geç
Kaçarken tut beni
Yorma kendini beni tanımak için
Beni sorma sevgisiz sokağın sakinlerine
Bilmezler içine atılarak büyütülen kayıp aşkların adreslerini


CEYHUN YILMAZ

LAL

Sevemedim Pazar günlerini
Ya okulu düşündüm
Ya da babamın şehir dışı kamyon şoförlüğünü
Hiçbir şey sevdiremeDi Pazarı bana
Bilsem bir Pazar günü geleceksin
Islatacaksın dudaklarımı
Sevmez miydim canım Pazarları
Tam özür dileyecektim sevmediğim tüm Pazarlardan
Gittin...
Eski Pazarlarımı bile özlettin!


CEYHUN YILMAZ

SEN BİLİRSİN

Görmediğimden değil
Yanımda olsan yine özlerdim
Ve bil ki bu kadar sevmem senden değil
Gitsen benden
Ben gidişini bile severim
Aramızda hep aynı fark
Sen gitmeyi bilirsin
Ben sevmeyi


CEYHUN YILMAZ

AĞUSTOS

Garip bir Ağustos tadı damaklarımda
Hiç yaz gibi değil bu mevsim
Yaz ben gibi değil
Ya Ağustoslar bozuldu
Ya da ağzımın tadı


CEYHUN YILMAZ

SAYI

Her doğum günümde
Bir yıllık hüzün aklıma gelir
Her aşkta ayrılık kesin
Sevmedim hiç sayıları, rakamlara ağladım
Baba oldu dediler
On'dan geriye ilk defa saydım


CEYHUN YILMAZ

BENİM GİBİ

Yalnızca yağmur yağdığında seviyorum bu şehrin insanlarını
Herkesin yüzü gözü ıslak, başları eğik omuzlarının arasında
Yağmur yağdığında...
Herkes... Benim hep olduğum gibi

CEYHUN YILMAZ